MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

AYET VE SURE TEFSİRİ

<< 2926 >>

197- "Öncelikle En Yakın Akrabalarını Uyar,[Şuara 214] Ayeti

 

1. İbn Abbas

 

- - (-)

21705 (1)- İbn Abbas der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip Safa tepesine çıktı sonra: "Baskın var!" diye seslenince halk etrafında toplanmaya başladı. Bazıları kendileri geliyor, bazılarıysa, ne diyeceğini öğrenmek için birini gönderiyordu. (İnsanlar toplanınca) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Abdulmuttalib oğulları! Ey Fihr oğuları! Ey Luey oğulları! Ey falan oğulları! Şu dağın eteğinde atlıların size saldırmak üzere olduğunu söylesem inanır mısınız?" Oradakiler: "Evet" cevabını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde ben, şiddetli bir azfibdan önce sizi uyarıyorum" dedi. Ebu Leheb: "Kahrolasıca, bizi bunun için mi topladan?" deyince, Allah: "İki eli kurusun Ebu Leheb'in ve yok olsun"[Tebbet 1] ayetini indirdi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (1394, 3525,4770,4973), Müslim (429-30), Tirmizi (3363) ve Nesai, esSünenu'l-kübra'da (22650) rivayet ettiler.

 

 

 

21706 (2)- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün Safa tepesine çıktı sonra: "Baskın var! Baskın var!'' diye seslenince, Kureyşliler etrafında toplanıp: "Ne var?" diye sordular. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sabah veya akşam düşmanın size saldırmak üzere olduğunu söylesem ınanır mısınız?'' karşılığını verdi. Onlar: "İnanınz" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O halde ben, şiddetli bir azabdan önce sizi uyarıyorum'' dedi. Ebu Leheb: "Kahrolasıca, bizi bunun için mi topladın?" deyince, Allah: "İki eli kurusun Ebu Leheb'in ve (kendisi de) yok olsun"[Tebbet 1] sliresini indirdi.

 

[Sahih]

 

22011'de tekrar edecektir.

 

 

2. Hz. Ali

 

- - (-)

21707- Hz. Ali der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ailesini evinde topladı. Otuz kişi bir araya geldiler ve yiyip içtikten sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: ''Benim borcumu benim yerime ödeyecek ve vaadlerimi yerine getirecek, cennette benimle birlikte bulunacak, ev halkım içinde benim vekilim olacak kimdir?'' -Şerik'in ismini zikretmediği- birisi dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü (sen kerem ve cömertlikte) denizsin! Sana bu hususta, kim vekil olmaya güç yetirebilir?" Başka birine de teklif etti. Ancak sonunda bu teklifini Ehli Beyt'ine (kendi ailesine) arzedince, Hz. Ali: "Ben olurum" dedi.

 

[Hasen]

 

 

3. Ebu Hureyre

 

- - (-)

21708 (1)- Ebu Hureyre der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş kollarına bir bir: ''Ey falan oğulları, ey filan oğulları'' diye seslenerek şöyle buyurdu: ''Kendinizi cehennemden kurtarın.'' Sonunda Hz. Fatıma'ya seslenip: ''Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Kendini cehennemden kurtar. Çünkü Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Şu kadar var ki, benim sizinle bir akrabalığım vardır. O akrabalığın gereğini de yerine getireceğim'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (204:348) ve Tirmizi (3158) rivayet ettiler.

 

 

 

21709 (2)- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Ey Abdulmuttalib oğulları! Canınızı Allah'tan satın alınız. Ey Haşim oğulları! Canınızı Allah'tan satın alınız. Ey Abdimenaf oğulları! Canınızı Allah'tan satın alınız (azabından kurtarınız). Ey Zübeyr'in annesi ve ey Muhammed'in kızı Fatıma! Canınızı Allah'tan satın alınız. Çünkü Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Bunun dışında benden dilediğinizi isteyin. ''

 

[Hasen]

 

 

 

21710 (3)- Ebu Hureyre der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyşlileri çağırdı ve şöyle buyurdu: ''Ey Kureyşliler! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Abdimenaf oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız, Ey Haşim oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Abdulmuttalib oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız, Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Kendini cehennemden kurtar. Çünkü Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır, Şu kadar var ki benim sizinle bir akrabalığım vardır, O akrabalığın gereğini de yerine getireceğim'' buyurdu,

 

[Sahih]

 

 

 

21711 (4)- Aynı manada bir hadis başka bir kanalla Ebu Hureyre'den nakledilmiştir; ancak farklı olarak, Hz, Fatıma'ya: "Çünkü Allah katında benim sana ne zararımı ne de faydam dokunmaz'' buyurdu, ibaresi yer almıştır.

 

[Sahih]

 

 

 

21712 (5)- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Abdulmuttalib oğulları! Ey Haşim oğulları! Canınızı Allah'tan satın alınız. Canınızı Allah'tan satın alınız (azabından kurtarınız). Çünkü Allah'ın azabı karşısında yarın benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Ey Nebiin halası Zübeyr'in annesi ve ey Muhammed'in kızı Fatıma! Canınızı Allah'tan satın alınız. Çünkü Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Bunun dışında malımdan dilediğinizi isteyin. ''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (4/224), Müslim 1/192 (204) ve Nesai6/248 (3644) rivayet ettiler.

 

 

 

21713 (6)- Ebu Hureyre der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayet i nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp şöyle buyurdu: ''Ey Ka'b b. Lüey oğulları! Ey Haşim oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Abdimenaf oğulları! Kendinizi cehennemden kurtarınız. Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Kendini cehennemden kurtar. Çünkü Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Şu kadar var ki benim sizinle bir akrabalığım vardır. O akrabalığın gereğini de yerine getireceğim.''

 

[Sahih]

 

24926 (1)'de tekrar edecektir.

 

 

4. Hz. Aişe

 

- - (-)

21714 (1)- Hz. Aişe der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp şöyle buyurdu: ''Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Ey Muttalib'in kızı Safiyye! Ey Abdulmuttalib oğulları! Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Bunun dışında malımdan dilediğinizi isteyin. ''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim, iman 1/192 (205), Nesai6/250 (3648) ve Beyhaki (6/281) rivayet ettiler.

 

 

 

21715 (2)- Hz. Aişe der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp şöyle buyurdu: ''Ey Muhammed'in kızı Fatıma! Ey Muttalib'in kızı Safiyye! Ey Abdulmuttalib oğulları! Allah'ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Bunun dışında malımdan dilediğinizi isteyin.''

 

[Sahih]

 

 

5. Kabisa b. Muharik

 

- - (-)

21716- Kabisa b. Muharik der ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağdan kopma bir taş yığınına giderek en yüksek taşının üzerine çıktıktan sonra şöyle dedi: ''Ey Abdi Menaf oğulları! Ben bir uyarıcıyım. Sizinle ben düşmanı görüp de kendi adamları için gözcülük etmeye giden ve düşmanın kendini geçeceğinden korkarak baskın var diye bağırmağa başlayan kimse gibiyiz.''

 

[Sahih]

 

İbn Adiy bu rivayet hakkında şöyle dedi: Bu hadisin Kabisa b. Muharik veya Vehb b.

Amr'dan rivayet edildiği hatalıdır. İkinci ravi Vehb olmayıp Züheyr b. Amr'dır. Yanlışlıkla

Vehb b. Amr denilince onun ismini senette zikretmedim.

 

Diğer tahric: Buhari 8/737 (4971) ve Müslim 1/193 (207) rivayet ettiler.

 

 

6. Kabisa b. Muharik

 

- - (-)

21717 (1)- Kabisa b. Muharik ile Zuheyr b. Amra derler ki: "Öncelikle en yakın akrabalarını uyar" ayeti nazil olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dağdan kopma bir taş yığınına giderek en yüksek taşının üzerine çıktıktan sonra şöyle dedi: ''Ey Abdi Menaf oğulları! Ben bir uyarıcıyım. Sizinle ben düşmanı görüp de kendi adamları için gözcülük etmeye giden ve düşmanın kendini geçeceğinden korkarak baskın var diye bağırmağa başlayan kimse gibiyiz.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 8/737 (4971) ve Müslim 1/193 (207) rivayet ettiler.

 

 

 

21718 (2)- Aynı manada bir hadis, başka bir kanalla Kabisa b. Muharik ve Züheyr b. Amr' dan nakledilmiştir.

 

[Sahih]